1. Jumbo Hostel, dünyanın ilk uçak oteli – Stockholm




Stockholm, bu garip ve dünyada bir ilk olan uçak oteline ev sahipliği yapıyor. Bu terk edilmiş Boeing 747 jumbo jet, metal çöplüğüne götürülmekten kurtarılarak, Stockholm’ün Arlanda havaalanında 25 kişilik bir otele dönüştürüldü.

Her oda 6 metre karelik bir alana sahip. Odalarda ranza yataklar, baş üstündeki bagajlar ve düz ekran televizyonlar bulunuyor. Bir resepsiyon, kafe, tuvaletler ve duş ile beraber uçağın arka kısmında bulunuyor. Tuvalet ve duşlar ortak kullanım alanı olarak sunuluyor. Üst katta bir konferans odası bulunuyor ve otelin en gözde yeri de kokpitteki balayı çiftlerine sunulan özel suit olsa gerek. Çok konforlu bir otel olmayabilir belki; ama burada kalmak kesinlikle farklı bir deneyim olacaktır.

2. Waterworld Hotel, su temalı otel – Çin



Atkin’s Architecture Group bu göz alıcı tasarımıyla uluslararası tasarım yarışmasında birinciliği alıyor. Çin’in Songjiang bölgesindeki su ile dolu bu taş ocağının üzerine doğal yollarla inşaa edilen 400 yatak odalı resort otel, eşssiz bir görünüme sahip. Su altındaki halka açık alanlar ve konukların odaları da otele ayrı bir hava katıyor. Kafeler, restoranlar ve spor aktiviteleri de tabii ki böyle bir otelin vazgeçilmezleri arasındaki yerlerini almış.


3. Capsule Hotel, kurtarma botundan yapılan otel – Hollanda



Size ait bir kurtarma botunuz olsun istemez miydiniz? Bu kurtarma botu şeklindeki otel şehrin merkezinde bir rıhtımda bulunuyor. Eskiden bir petrol platformunda kurtarma botu olan bu araç şuan bir otel görevi görüyor. İlk olarak 1972’de üretilen bu aracın çapı 4,25 metre. İçinde bir de acil durumlar için kullanılabilecek kimyasal bir tuvaleti de var. Herkes lükse düşkün değildir sonuçta ve bu otelinde müşterileri de lüks istemeyen tatil meraklıları olsa gerek.


4. Everland, çatı katındaki tek odalı otel – Paris



Everland, tek odalı bir otel. Bu otelde çift kişilik büyük bir yatak, banyo ve bir de salonu bulunuyor. Peki bu oteli özel yapan şey ne diye soracak olursanız, bu otel hem bir sanat eseri hem de farklı yerlere taşınabiliyor. Şu an Eiffel Kulesi’nin eşsiz güzelliğini izlemeniz için Paris’teki Palais de Tokyo binasının üzerinde bulunuyor.



5. Sala Silvergruva, gümüş madenindeki otel – İsveç



Yerin 155 metre altında, dünyanın en iyi korunmuş yerlerinden biri olan tarihi Sala Gümüş Madeni’nde tek odası olan bir otelde kaldığınızı gözünüzde canlandırın. Aktif olduğu dönemlerde yılda 3 ton gümüş çıkarılan Sala’da toplamda 400 ton gümüş ve 40.000 ton da kurşun el ile çıkartıldı. Eğer gecenin ortasında tuvalete gitmek için kalkarsanız, doğru tarafa döndüğünüzden emin olun, yoksa kendinizi büyük mağaraları ve gölleri gezerken bulabilirsiniz.

6. Hotel de Glace, buz otel – Kanada



Tamamen her şeyiyle buzdan ve kardan yapılan bu tek katlı otel, 2000’den beri her yıl tekrar yapılıyor. Otel 4 Ocak ile 29 Mart tarihlerinde açık kalabiliyor, daha doğrusu buzlar eridiği için konaklanabilecek bir otel Nisan ayından itibaren kalmıyor. Buz Otel, dünyanın en ünlü kış aktivitelerinden biri olarak biliniyor. 5 hafta da 500 ton buz ve 15.000 ton kardan yapılan Buz Otel’in tavan yüksekliği yaklaşık olarak 5,5 metre. Otelin mobilyalarının da buz bloklarından oyularak yapıldığını belirtmekte fayda var.

7. Hotel Im Wasserturm, su kulesinin içindeki otel – Almanya




Almanya’nın Köln şehrinde yükselen bu uluslararası meşhur otel, bir zamanlar 19. yy Avrupası’ndaki en büyük su kulesi olarak biliniyordu. Artık su kulesi olarak kullanılmayan bu otel, 1990 yılında Fransız tasarımcı Andree Putman bu eşsiz yapıyı 78 odalı bir otele dönüştürdü.


8. The De Vrouwe van Stavoren Hotel, şarap fıçılarından yapılan otel – Hollanda



Hollanda’daki The De Vrouwe van Stavoren Hotel, İsviçre’den hurdaya çıkmış 4 şarap fıçısını alıp bunları odalara dönüştürmüş. Önceleri 14.500 litre Beaujolais şarabıyla dolu olan bu fıçıların her biri 2 kişilik çok da lüks olmayan odalara ev sahipliği yapıyorlar. Hatta bu odalarda bir banyo ve bir de oturma odası bulunuyor. Eğer şarap sevmiyorsanız, bu fıçıların hala şarap kokuyor olması sizi rahatsız edebilir.


9. Das Park Hotel, beton borulardan yapılan otel – Avusturya



Bu otelin odaları, kanalizasyonlarda kullanılan beton borulardan yapılma. Kulağa tuhaf gelebilir belki; fakat bu yapılar her hangi bir yere çok ucuza mal edilerek yapılabilir. İki kişilik çok rahat bir yatak bulunan bu odalarda ayrıca minibar da bulunuyor. Ayrıca oda servisi de saat sabah 1:00’e kadar devam ediyor. Resepsiyon ise 24 saat açık.


10. Giraffe Manor, zürafa ile yemek yiyebileceğiniz otel – Kenya



Bu küçük ve kendine has otel, Nairobi’nin dışındaki 56 hektarlık bir orman tarafından çevrili. Bu oteli ünlü yapan şey ise bu ormanda bulunan zürafa sürüsü. Kahvaltı sırasında bir zürafa besleyebileceğiniz ve resmini çekebileceğiniz dünyadaki tek yer burası. Sabah ya da akşam saatlerinde zürafalar kafalarını uzatarak size yemeklerinizde eşlik ediyorlar. Bu otelde sadece zürafalar bulunmuyor tabi ki, birçok farklı türde kuş, yaban domuzu sürüleri ve Bush Buck adındaki zarif Afrika antilopları bunuluyor.


Yeni Zelanda
Yeni Zelanda, aslında, tehlikeli bir yer değildir ama bu ülkeyi ziyaret edenler nedense kendilerine zarar getirecek aktivitelerde bulunmak konusunda çok heveslidirler. Bu ülke, doğal kaynakları sebebiyle koruma altında olan bir ülkedir ve bu da adrenalin bağımlılarının tehlikeli sporlar yapmak için akın ettiği bir ülke olmasına neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak da maalesef yüksek sayıda turist ölüm oranına sahip bir ülkedir.


Tayvan
Tayvan size güzel bir şehri görme şansı ve el işçiliğiyle yapılmış Çin ürünlerine ulaşmanızı sağlar. Fakat kültürel güzelliklerinin dışında bu ülke doğal afetleri ile tanınmaktadır. O kadar ki, adanın %70’i en az 3 doğal afeti yaşamaya meyillidir; sel, deprem, tayfun, kasırga ve toprak kayması gibi.

Dominik Cumhuriyeti

Adi suçlar Dominik Cumhuriyeti’nde genel olarak karşılaşılan bir durumdur ama yabancılara karşı işlenen şiddet suçlarının da oranları son zamanlarda git gide artmaktadır. Hatta otobüslerin ve taksilerin hırsızlık suçunun işlenilmesine izin verilen yerler olunduğu da bilinmektedir.

Zimbabve
Victoria Şelaleleri’nin güzelliğini bir kenara bırakırsak, bu ülkede turistlerin rahatsız edildiği bilinen bir gerçek. Ayrıca yiyecek ve benzin azlığından dolayı işlenen şiddet suçları da son derece yaygın.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti
Eğer Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne gitmeyi düşünüyorsanız, ülkeye giriş ve çıkış yaparken rüşvet vermeye hazır olun. Birleşmiş Milletler gözlemci güçlerinin ülkede olmasına rağmen Kongo’da araba hırsızlığı, adam kaçırma ve tecavüz son derece sık rastlanılan suçlardır.

Rusya
Rusya’nın Kafkas bölgesi son derece güvenilmezdir. Bu nedenle ülkenin bazı bölgelerinden kaçınmak en doğrusu olacaktır. Mesela Kuzey Osetya ve Degestan hala gerilla savaşlarının sürdüğü bölgelerdir. Burayı ziyaret edenler çoğunlukla fidye için kaçırılmakta ve teröristler sık sık devlet binalarına, otellere hatta okullara saldırmaktadır.

Sudan
Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alan Sudan, birçok egzotik felaketin vatanıdır. Üstelik buna rağmen 6 milyonluk nüfusu olan ülkede sadece 3 hastane bulunmaktadır. Sudan’da bulunan bazı hastalıklar o kadar nadir rastlanan hastalıklardır ki Sudan’dan başka dünyanın hiçbir yerinde bulunmazlar. Daha çok bilinen ve rastlanan diğer hastalıklar da son derece ölümcüldürler. Sıtma ve Ebola’ya Sudan’da çok sık rastlanır. Bunun dışında Gine Kurdu denilen ve insanın içinde büyüyen ve yetişkinliğe erişince insan vücudunu yararak dışarı çıkan bu kurt türüne de çok sık rastlanmaktadır.

Ayrıca Sudan, bağımsızlığını ilan ettiğinden beri (1956 yılında) , İslamik askeri rejimle yönetilmektedir. 2005 yılında imzalanan barış antlaşmasına rağmen şiddet Sudan’da yüksek oranda görülmektedir. Askeri kavga sürekli olurken, teröristler de sık sık saldırı yapmaktadırlar.

Kolombiya
Kolombiya, büyüleyici Karayip sahil şeridiyle ve mükemmel sörf olanaklarıyla bilinse de dünyadaki en yüksek şiddet suçu oranlarına sahip olan ülkelerden de biridir. Kolombiya’da her yıl 2.300 turistin kaçırıldığı ve uyuşturucu şebekelerinin düzenli aralıklarla suikastler düzenledikleri bir gerçek. Normal bir günde, ülke, 8 otoyol hırsızlığı, 2 banka hırsızlığı, 87 cinayet ve 204 saldırı ve ya tecavüz suçuyla mücadele etmektedir.
Afganistan
Kaçırılma ve suikast Afganistan’a giden ziyaretçiler için sürekli bulunan tehlikelerdir. Dışişleri Bakanlığı’na göre, taşıtların bombalanma sayısı her gün artmakta. Hatta ülkenin bazı bölgelerine Amerika Büyükelçiliği’nin üyelerinin girmesi kesinlikle yasaktır.

Irak
Irak, savaş bölgesi olmasından dolayı, hiçbir ziyaretçi için güvenli değildir. Uluslararası suçlular ve teröristler her gün insanların canını tehdit etmekte olan tehlikelerdir. Siviller, her gün, intihar bombacıları ve arabaların bombalanması sebebiyle hayatlarını kaybetmekteler.





Miami, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Florida eyaletinin en büyük ikinci şehridir. Bu şehir, Atlas Okyanusu kıyısında bulunan bir kıyı şehridir. Miami’de en gelişmiş sektör turizmdir. Bu şehirde yaklaşık 5.000 Türk yaşamaktadır. Burada yaşayan halkın yaklaşık %65’i İspanyolca konuşmaktadır. Bu durumun en önemli sebebi ise, burada yaşayan insanların çoğu çevre adalarından gelip Miami’ye yerleşmesidir. Miami, Latin Amerika’ya bir geçiş kapısı olarak bilinen bir şehirdir.



Şehrin iklim şartları her dönem gitmeye uygundur. Ancak yaz aylarında hava sıcaklığının çok yüksek ve nemli olması ayrıca sivrisineklerin artması sebebiyle yaz ayları dışında gitmek daha uygundur.

Miami’nin baş döndürücü bir mutfak kültürü vardır. Zengin Latin Amerika mutfağı ve Karayip fasulye yemeklerinin ön planda olduğu Miami mutfağında, her zevke ve her bütçeye hitap eden lezzetler bulmak mümkündür. Her damak tadına uygun restoranların bulunduğu bu şehirde, bir çok dünya mutfağından lezzetler sunulmaktadır.

Fast-food tüm Amerika’da olduğu gibi sokakta da yaygındır. Şehrin her köşesinde sokak satıcılarına rastlayabilirsiniz. Bunların pek çoğu oldukça kaliteli lezzetler sunmaktadır.


Miami şehrinin ününde büyük bir pay sahibi olan Miami Sahili, Miami’de gece gündüz en çok rağbet gören yerdir. Eşsiz güzellikte plajlara ev sahipliği yapan sahil bir adadan oluşmaktadır ve bu adanın oldukça ince ve bir o kadar da uzun bir görünümü vardır. Bu ada çeşitli kısımlara da ayrılmıştır ve bu kısımlar Miami’nin en gözde yerlerindendir. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Bal Körfezi
- Coral Gables
- Altın Sahil
- Güney Sahili
- Küçük Havana

Özellikle Bal Körfezi, Miami Sahili olarak lanse edilen adanın en lüks bölgesi olarak gösterilmektedir. Küçük Havana ise daha çok Küba kökenli vatandaşların bulunduğu bölgedir. Bu sahilin en lüks restoran ve en işlek alışveriş merkezlerinin bulunduğu bölge ise Güney Sahili’dir.

Star Adası, Miami Sahili’nin kıyı kesiminde yer alan yapay bir yapıdır. Bu adanın mimarisi oldukça dikkat çekmektedir. Oldukça ihtişamlı görünümleri olan buradaki yapıların çoğu bir çok dünya yıldızının malikâneleridir.

Miami Deniz Akvaryumu (Miami Seaquarium), Amerikan televizyonlarında oldukça ünlü olan balina, yunus ve denizaslanlarına ev sahipliği yapmaktadır.

İspanyol Manastırı, orijinal olarak 1141 senesinde İspanya’nın Segovia bölgesinde inşa edilmiştir.

Şehirdeki bir başka etkileyici nokta da Mercan Sarayı’dır. Antik Çağ’ın önemli simgelerinden olan Stonehenge’e benzetilen bu yapı görülmeye değer bir yerdir.

Vizcaya Müzesi ve Bahçesi, Biscayne Körfezi’nde yer alan bir doğal güzelliktir. Mimari açıdan Avrupa’dan etkiler görülmektedir. On dönümlük bir alana inşa edilmiş olan bu yapının tam ortasında büyükçe bir ev bulunmaktadır.

Wolfsonian Müzesi, Mitchell Wolfson’ın kişisel eşya ve oldukça geniş çapta olan sahip olduğu sanat eserlerinin sergilendiği bir müzedir. Bu müze Çarşamba günleri dışında her gün açıktır ve 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaretçilere kapısını açmaktadır.

Miami Hayvanat Bahçesi, Florida’da bulunan en geniş ve en eski zoolojik alandır. 1200’den fazla vahşi hayvana ev sahipliği yapmaktadır.

Lowe Sanat Müzesi, çeşitli sanat eserlerinin, antik eserlerin, çeşitli seramiklerin, el yapımı sanat çanakların ve heykellerin sergilendiği bir müzedir. Bu müzede Greko – Romen kültüründen, Rönesans eserlerine kadar, Barok eserlerin ağırlıkta olduğu zamandan Asya eserlerinin hâkim olduğu sanat dönemine kadar pek çok eseri görebilirsiniz.

Frost Sanat Müzesi, Uluslararası Florida Üniversitesi bünyesinde bulunan bir sanat müzesidir.


Miami vahşi yaşam turlarından balon turlarına, kruz gemisi turlarından helikopter turlarına kadar ziyaretçilere pek çok seçenek sunmaktadır. Ayrıca pek çok su sporunun yapılabileceği plajlarının yanında; golf, tenis, futbol, basketbol, bisiklet, dağcılık gibi pek çok sporun yapılabileceği alanlara da sahiptir.

Miami’nin meşhur NBA takımı Miami Heats, şehrin en önemli simgelerinden biridir. Şehre gitmişken American Airlines Arena’da dünyaca ünlü basketbolcuları seyredebilirsiniz.




Miami gece hayatı oldukça hareketlidir. Renkli ve bir o kadar da dinamik bir gece hayatı kültürüne sahip olan bu şehrin bu konuda en hareketli bölgeleri hiç şüphesiz ki Ocean Drive, Coconut Grove, Küçük Havana, Washington Meydanı ve tabi ki Güney Sahili’dir. Bar ve gece kulüplerinin genellikle gece 01.00’da açıldığı bu şehirde eğlence sabahın ilk ışıklarından sonra da devam edip, saat 06.00 dolaylarına kadar devam etmektedir. Ancak burada bulunan mekanlara rahat bir şekilde girebilmeniz için oldukça şık bir görünümünüzün olması gerekmektedir.

Miami’de gece hayatının belki de en hareketli bölgesi Güney Sahili’dir. Şehrin en lüks gece kulüpleri ve barları yine burada bulunmaktadır. Bununla birlikte gece hayatını daha sakin bir şekilde geçirmek isteyenler için ise en uygun yer Miami Sahili’nde bulunan kumsal barlar olabilir. Ayrıca hotellerin bünyesinde bulunan gece kulüpleri de şehrin gece hayatı açısından önemli


Miami alışveriş seven ziyaretçiler için muazzam bir şehirdir. Bu şehirde bulunan alışveriş merkezleri, butikler, pazarlar, özel mağazalar ve diğer pek çok nokta bu konuda çok geniş bir yelpaze sunmaktadır. Collins Avenue ve Lincoln Road bölgeleri Miami’de alışverişin en önemli bölgeleridir.

Havaalanına yakın olan Dolphin Mall, bir alışveriş merkezinden ziyade bir alışveriş, eğlence ve yemek kompleksidir. 240 tane outlet mağazanın bulunduğu bu alışveriş merkezinde dünya çapında da satış yapan hemen hemen bütün ürünleri bulabilirsiniz.

Miami Uluslararası Havaalanı’ndan şehir merkezine toplu ulaşım araçları ile gitmek için en iyi yol 2,35$ karşılığında sizi şehir merkezine götüren Airport Flyer otobüsleridir. Bu otobüslerle şehre varış yarım saat kadar sürmektedir.

22 Temmuz 2012 itibarı ile açılan metrobüs hattına havalimanından ücretsiz shuttle servislerle geçebilirsiniz. Daha sonra metrobüs duraklarından gideceğiniz yerin kaç numaralı metrobüslerin güzergahında olduğunu öğrenerek 2$ karşılığında şehre varabilirsiniz.

Ayrıca havalimanında taksiler de hizmet vermektedir. Gideceğiniz güzergaha göre 10$ ile 60$ arasında bir ücret ödersiniz. Ücretler yasalarla belirlenmiş olduğundan taksiciler üzerinde oynama yapamaz. Gideceğiniz noktaya göre taksiciden bilgi alıp taksi ile de şehir merkezine varabilirsiniz.




Sizlere Batı Amerika’da gezilecek yerleri ve yapılacak şeyleri tüm püf noktalarıyla anlatmaya çalışacağım. Gitme hevesiniz varsa bu yazı ile daha da alevlendirebilir yada gitme arefesindeyseniz de gezi planlarını yaparken hayatınızı kolaylaştırabilir.



Batı Amerika turunu anlatmadan önce; geziden daha çok zaman ayırdığımız planlama kısmı ile ilgili detaylara değinmekte fayda var. Çünkü bizim gibi tatil süreniz sınırlı ise en kısa sürede en fazla yeri görmek adına planlamayı doğru yapmak hayati önem taşıyor.

Planlamayı da birkaç başlık altında değerlendirebiliriz.

İlk adım: Uçak – Otel rezervasyonu ve Araç kiralama

Planlamayı yaparken atılacak ilk adım ; uçak, otel ve araç kiralama(Eğer gerekiyorsa) konularını aylar öncesinden bitirmek olmalı. Çünkü günler geçtikçe hem fiyatlarda anlamsız yükselmeler oluyor hem de istediğiniz otelde yer yada istediğiniz modelde araç bulamayabiliyorsunuz.

Amerika seyahat ekibimiz 6 kişiydi. Bizim ailenin uluslararası Istanbul- Los Angeles uçuşu ve Los Angeles-San Francisco iç hat uçuşunu Adios Kredi Kartı puanları ile aldık. Ayrıca tüm otel rezervasyonlarını da yine Adios Kredi kartı puanları ile yaptık.

Burada Adios Kredi Kartına ayrı bir parantez açmakta fayda var. Genelde en çok sorulan soru; bu kadar puanı toplamak için ne kadar harcama yapmak gerekiyor? Böyle bir kriter yok. Adios ile puan toplamak için sihirli kelime “Kampanyaları takip etmek”. Eğer kampanyaları takip etmezseniz binlerce lira da harcasanız tatile için yeterli puanı toplayamazsınız. B

Uçak ile ilgili en büyük avantajımız THY’nin indirim yaptığı bir dönemde uçak biletini çok makul fiyata bulmamızdı.
Ekstra indirimli otel ve araç kiralama ile uçak fiyatları için takip edilmesi gereken siteler :

http://www.booking.com

www.skyscanner.com

www.hotwire.com

İkinci adım: Gezi rotaları ve gezilecek yerlerin planlanması

Tatile çıkarken en çok zaman alan konu hep bu oluyor. Çünkü yukarıda da yazdığım gibi gezilecek yer çok ama zaman hep kısıtlı

Biz burada hem çeşitli blog-internet sitelerinden (buraya bir parantez açalım; Gitmek istediğiniz yere göre planlamayı yaparken http://www.tripomatic.com/ adresini mutlaka ziyaret edin. Her şeyi çok daha kolay planlayabildiğinizi göreceksiniz) hem kitaplardan hem de bankaların seyahat hatlarından çok faydalandık. En sonunda sadece indirdiğimiz ve okuduğumuz dokümanlar aşağıda görüldüğü şekilde dağ gibi oldu.

Doküman demişken en önemli ayrıntılardan biri de gideceğiniz bölgedeki Outletlere mutlaka VIP Club üyesi olmanız gerekiyor (ücretsiz) ( http://www.premiumoutlets.com/) . Bu sitelere üye olarak hem markalara ait ekstra indirim alabilir hem de gideceğiniz diğer atraksiyonlara da indirim yakalayabilirsiniz. Şöyle ki ; Premium Outlet indirim kuponlarını basarken yan taraftaki promosyonların içerisinde , zaten gideceğimiz Universal Studios’a ekstra indirim aldık. Normalde giriş bileti 80 Dolar iken bu indirim ile 65 dolara geldi. (Kişi başı 15 dolar koy cebe) Ayrıca VIP Members bölümünden indirdiğiniz VIP Coupon book ile information deskte uğradığınızda 10 dolarlık bir coupon book u daha bedavaya alıyorsunuz.(10 dolar daha koy cebe). Ikisini de almanız neden önemli? Çünkü iki kitapta farklı mağazalarda farklı indirim oranları yer alıyor.




Yurtdışına tur ile değil de kendiniz tur planınızı yaparak gidiyorsanız yanınıza alacağınız ilk şey Navigasyon cihazı yada telefonunuza yükleyeceğiniz Navigasyon uygulaması. Biz iGO ve Tom Tom uygulaması ile şehirlerde yapılacakları da içeren Mtrip’in offline GPS uygulamalarını kurduk.

Onun dışında eşiniz yada bir grup ile tatile gidiyorsanız mutlaka bir çift telsiz edinmenizde fayda var. (Hayatınızı kurtaracak ikinci elektronik eşya)

Yine birden fazla kişi ile yurtdışına gidiyorsanız en büyük ihtiyaçlardan biri olan internet ihtiyacınızı, paylaşarak çözebilirsiniz. Bunun için iner inmez sınırsız data planı içeren yerel bir ön ödemeli hat almanız önemli. Data hattı aldınız peki bunu hepiniz nasıl kullanacaksınız? Onun için de Turkcell’in VINN Wifi ürününü tavsiye ederim(Öneri: Amerika’da T Mobile kesinlikle tercih etmeyin AT&T tercih edin).

Ayrıca 3 şehri 9 günde gezmeye çalışmak çok yorucu olacak hazırlıklı olun. Öncelikle Amerika’ya giderken 3 şehir yapacaksanız (ki genelde planlar ya Doğu tarafı 3 şehir (New York-Orlando-Miami) yada Bati tarafı 3 şehir yapılıyor(Los Angeles-Las Vegas-San Francisco). Tavsiyem minimum 14 gün ayırmanız olacaktır.



Üçüncü ve en önemli adım ise Bütçe Planlama


Bütçe planlamayı da iki başlığa ayırmakta fayda var. Bir gezi +yemek içmek için ayrılacak bütçe, ikincisi ise alışveriş bütçesi. En önemli konu da Amerika bir outlet cenneti olduğundan alışveriş ve gezi bütçesini kesinlikle ayrı tutmak gerekiyor. Normalde uçak biletleri Los Angeles için 1500-2000 TL arası ancak biz kampanya döneminde 900 TL’ye bulmuştuk. İç hat uçuşları da kişi başı ortalama 100-150 dolar arası (Gidiş-dönüş). Otel fiyatları da gideceğiniz yere göre değişiyor. New York ve Los Angeles , Amerika’da en pahalı otel fiyatlarına sahip iki şehir. Planlamayı yaparken bunu göz ardı etmemekte yarar var. Bütün otel fiyat araştırma ve incelemesini www.booking.com , www.tripadvisor.com adreslerinden yaptık. Bir tavsiye daha; Otelleri seçerken merkezde yada merkeze yakın oteller seçmek her zaman daha avantajlı.

Eğer evliyseniz ve çocuğunuz varsa alışveriş için en az 5000 TL’yi gözden çıkarın



Öncelikle ilk yapmanız gereken(özellikle sabah) Half Price Show Tickets bilet satış noktasını ziyaret etmek . Burada gitmek istediğiniz Showlara yada restaurantlara %50-%60 lara varan indirimlerle bilet bulabiliyorsunuz.

Ben bir showa gidersem en önden izlemek isterim şeklinde bir düşünceniz yoksa tüm organizasyon biletlerini mutlaka buradan alın

Ayrıca buradan bilet alırken bir de elinize indirim kuponu gibi bir kağıt veriyorlar buna çok dikkatli bakın. Çünkü Hard Rock Cafe dahil birçok dükkan için indirim kuponları bulunuyor.




Las Vegasta bulunan tüm otellerde mutlaka bir atraksiyon , Show bulunuyor.

Bence önce çıkanlar şunlar; öncelikle Cirque de Soleil’in anavatanına gelmişken bir showuna gitmeden sakın geri dönmeyin. Yine David Copperfield ‘a gitmenizi özellikle öneririm. MGM otelinin Casino’sunda sahne alıyor.

Showlar ile ilgili kendi araştırmanızı yapıp hangisine gideceğinize karar vermek size kalmış

Bir de Bellagio önündeki Fountains of Bellagio yani meşhur havuz gösterisi var ki kesinlikle muhteşem! Bu büyüleyici su gösterisi akşam 19:30 dan sonra 15 dakikada(haftasonları) bir farkli müziklere göre oluşturulmuş kareografilerle yapılıyor. Ancak ilginç bir detay var ;o da bu gösteriyi mutlaka yayınlanan müzik ile birlikte seyretmek en keyiflisi. Bunu şunun için söylüyorum, su gösterisi en güzel , otelin tam karşısında bulunan Paris otelindeki Eyfel Kulesinin tepesinden seyrediliyor ancak tabi ki orada müzik yok (Eyfel Kulesi tepesine çıkmak ücretli ve biraz sıra oluyor , çıkmak sizin tercihinize kalmış). Yine Las Vegas’ı tepeden görebileceğiniz Stratosfer binasına çıkabilirsiniz ama bir tanesine çıkacağım diyecekseniz bence tercih Eyfel olmalı)




Las Vegas’ta mutlaka gitmeniz gereken bir yer daha var ki orası da Wynn otel içerisinde bulunan gece kulüpleri. Mutlaka rezervasyon yaptırın. (http://www.wynnlasvegas.com/NightClubs)

Gelelim Las Vegas’ın en meşhur yeri yani Strip bölgesine. Burayı boydan boya mutlaka gezeceksiniz zaten. Cadde üzerinde gün içinde de sokak Showlarını izleyebilirsiniz ama mutlaka Harley Davidson Cafe , World of Coca Cola , M&M’s uğrayın…




Kahvaltınızı Denny’s Cafe de yiyebilirsiniz.(denny’s akşam yemek içinde tercih edilebilir fiyatları uygun) Ayrıca Hooters içerisinde bir ana yemek mutlaka yemelisiniz. Bir de Bellagio otel içerisinde bulunan retaurantlardan birinde mutlaka bir akşam yemeği yiyin.

Las Vegas’ta iki adet Premium Outlet bulunuyor. Bunlardan biri North(http://www.premiumoutlets.com/outlets/outlet.asp?id=61) biri South (http://www.premiumoutlets.com/outlets/outlet.asp?id=58) . Bunlara ister gidebilir isterseniz de alışveriş işini Los Angeles’e bırakabilirsiniz. Los Angeles’teki Outleti n büyüklüğünü gördüğünüzde şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz.

Not: Grand Canyon’u yazmadım.Çünkü hem bizim ilgimizi çekmedi hem de pahalı idi

Tüm Las Vegas yapılacaklarnı görebileceğiniz harita aşağıdaki gibi.

Blogger tarafından desteklenmektedir.